Aşısı Atlanmaması Gereken Hastalık: Pasteurölloz Hastalığı


Pasteurölloz Nedir ?

Bu hastalığa sebep olan etken ismini “Pasteur” dan almaktadır. Pasteurella’lar birçok hayvan hastalığına sebep olarak gösterilir ya da başka hastalıklarda ikinci enfeksiyon olarak yer alırlar. Birçok hayvan türünde görülür bunlar; sığır, koyun, keçi, manda, kedi ve köpekler gibi. Bu yazımızda ağırlıklı olarak sığır, koyun ve keçiye değineceğiz.

Bu hastalık koyunlarda ilk olarak Fransa Alp’lerinde görülmüştür. 1890 yılında Galtier tarafından daha sonrasında Lieaux, Belçika’da koyun pastörellozisi olgularında etken izole edilmiştir. Sığır ve koyunlarda pastörellozise sebep olan etken Pasteurella multicida dır.

Pasteurella Nasıl Ortamları Sever Ve Hayvanlarımıza Nasıl Bulaşır ?


Bu hastalık hemen hemen bütün ülkelerde görülen hafife alınmayacak kadar tehlikeli ve büyük ekonomik kayıplara sebep olmaktadır. Soğuk bölgelerden ziyade sıcak, rutubetli ve sulak bölgelerde görülür. Pastörellozis’e hayvanlar arasında meradayken ilkbahar ve sonbaharda rastlanır ancak ahır ve ağıllarda bakılanlarda da görmek mümkündür.

Fazla rutubetli ve soğuk havalarda özellikle mevsim geçişlerinde yoğunlaşır. Uzun ve yorucu hayvan taşınmasında, aç ve hastalık taşıyan hayvanlarda, iyi bakım ve hijyen şartlarında yetiştirilmeyen hayvanlarda patörelloz çok görülür ve büyük kayıp ve ekonomik zarara sebebiyet verir.

Pastörelloz hastalık yapıcı etkenin gıda ve sulara karışmasıyla hayvanlarımızın sindirim sistemine girer ve yerleşir. Bunun dışında solunum yolu, göz mukozası ve derilerindeki yaralardan girmek suretiyle de hasta yapabilir.

Pasteurollozis Hastalığı Hayvan Vücudunda Nasıl İlerler ?


Hastalık etkeni, belirti göstermeyen hayvanlarımızda burun, soluk borusu ve yutağında hasta etmeye hazır olarak yaşamını sürdürür. Stres ani hava değişimleri gibi hayvanlarımızın direncini düşürecek durumlar için hazır bekler. Direnci kırıldığı zaman etken üreyerek hayvanımızın kolayca hasta olmasına sebep olur. Vücuda girdiği yerde enfeksiyon bölgesi oluşturur ve orda çoğalır. Daha sonra dolaşım sistemine girerek bütün vücuda dağılır. Damarın yapısının bozulduğu yerlerde kan sızmasıyla kanamalara neden olur. Kan ve dokularda etken çok hızlı bir şekilde üreyerek neredeyse 1 gün içerisinde hayvanın ölümüne sebep olur.

Pasteurollozis Hastalığının Hayvandaki Belirtileri Nelerdir ?


Pasteurella, aniden ya da yavaş yavaş ortaya çıkan ateşli ve enfeksiyon oluşturan bir hastalıktır. Sindirim sisteminde, deride ödemler oluşturarak ve akciğerlerde enfeksiyon ile kendini gösterir. Hastalık vücuda girdikten sonra 2-5 gün arasında kendini gösterir ve 3 formda devam eder.

1) Aniden Ortaya Çıkan (Akut, septisemik) Form

Hastalığın bir anda ortaya çıkmasıyla başlar. Kısa sürede hayvanı öldürür. Ölümler çok kısa sürede olduğu için genellikle semptomlara rastlamak pek mümkün olmaz. Hayvanın ateşi 40 derecenin üzerine çıkar. Nabız düşer hayvan iştahsız ve bitkin bir hale gelir. Derideki kılları birbirine karışmıştır. Diş etleri göz mukozası gibi bölümlerde siyanoz görülür. Dışkıda kan görülebilir. Kasları kasılı kalabilir. Bu durum hayvanın ölümüne sebep olur ya da diğer formlar meydana gelir.

2) Ödemli Form

Hayvanın baş, boyun bölgesinde ve zaman ilerledikçe diğer bölümlerine geçen ödemler görülür. Ödemlere üreme organlarında, anüste, dil ve eklemlerde de rastlanabilir. Ödemli yerler sıcak ve gergindir. Dokunduğumuzda hayvanın acı çektiğini görürüz. Dil şişkin ve kızarık hale gelir hayvan bir zaman sonra yutkunamaz hale gelir salyası ağzından dışarı akar ve nefes almak güçleşir. Hayvanlar yeterli havayı alamadığı için veya kanlı ishal sonucu bitkin hale düşerek ölürler.

3) Kronik Form

Hayvanımızın ateşi 40-41 dereceye çıkar hızlı ve kısa kısa nefes alıp verir. Genel durumu bozulmuştur. Hepsinde değil ancak kuru öksürük hayvanlarımızda görülebilir. Burundan kanlı akıntı gelebilir. Akciğerlerinde çıtırtı sesi duyulur. Geviş getirmeyi durdurmuş ve sindirim sistemi hareketliliği iyice azalmış hayvan bitkinlikten ölür.

Pasteurollozis’ten Ölmüş Hayvanın Vücudunda Meydana Gelen Değişimler Nelerdir ?


Hayvanın ölümünden sonra hastalık teşhisi amacıyla açılıp incelenmesine nekropsi denmektedir.Hastalıkların hayvanı ölüme götürünceye dek geçen sürede vücudunda ki normal oluşumları bozması hastalık teşhisinde, hangi hastalık etkeninin olduğu hakkında bize bazı ipuçları vermektedir.Tabi bu ipuçları kesinlik taşımamaktadır kesin teşhis için Veteriner Fakültelerinin patoloji bilim dalına örnek göndererek veya hayvanın nekropsisini yaptırarak ulaşabilirsiniz.

Hayvan akut formda öldüyse, nekropsi yaptığımızda; kaslarında, akciğerinde ve iç organlarda kanlanma ve kanamalar görülür. Lenf yumruları şişkin ve kesit yüzeyleri kırmızıdır. Karaciğer ve böbrekler biraz büyümüş olduğu da görülebilir.

Hayvan ödemli formda öldüyse, nekropsi yaptığımızda; dil büyümüş sert ve siyanotik(morarmış) renktedir. Kesildiğinde sarı renkte bir sıvı görülür. Ödemli yerlerde deri altında kanamalar görülebilir. Hayvanın abomazumu yani kırkbayırında ve bağırsaklarında kanlı bir yangı vardır.

Hayvan kronik formda semptom görüldükten sonra öldüyse, nekropsi yaptığımızda; ödemli formdaki görüntülerle karşılaşılır.

Pasteurollozis’in Tedavisi Var Mıdır ?

Pasteurellozisin çıktığı yerlerde antibiyotik kullanımı başarı getirir. Antibiyotiğin tek kullanılabileceği gibi diğer antibiyotiklerle birlikte yani kombine olarak da kullanabiliriz. Geniş spektrumlu antibiyotikler tercih edilir. En etkin olarak kullanılanı ise terramisin olarak söylenmiştir. Ayrıca antibiyotik kullanımıyla oluşabilecek diğer hastalıklarında önlenmesine yardımcı olurlar. Hasta hayvanlara 250 ml immun serumun 2 defa verilmesi de fayda sağlamıştır.

Pasteurollozis’ten Hayvanlarımızı Nasıl Koruyabiliriz ?


Korumada önceliğimiz aşıdır. Aşı olarak; Aktif bağışıklık amacıyla monovalan aşılar kullanılabilir. Pasteurella multicida dan hazırlanmış bu aşılar sığır, koyun ve mandalarda çoğu kez uygulanmıştır. Sığırlara 10 gün aralıkla 2 doz yapılır. Yaklaşık 1 hafta sonra bağışıklık gelişmeye başlar. Pasif bağışıklık amacıyla yine Pasteurella multicida etkenine karşı olarak yapılmış hiperimmun serumlardır.Bunlardan güzel ve olumlu sonuçlar alınmıştır.

Bunlar dışında korumada;

• Hayvanlarımızı stresten uzak tutmalıyız.

• Ani hava değişimlerinde korumalıyız.

• Bakım şartlarını geliştirerek açlık ve yorgunluklardan korumalıyız.

• Hastalık etkeninin gıda ve sulara bulaşmasını önlemeliyiz.

• Sokucu sineklerle mücadele etmeliyiz.

• Kötü çevre şartlarından koruyarak, uzun yolculuklara çıkacak hayvanlarımıza hiperimmun serum takviyesi yapmalıyız.

• Hasta hayvanları sürüden çıkarıp karantinaya almalıyız.Bu sayede daha fazla hayvana bulaşmasını bir nebzede olsa engellemiş oluruz.


Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.