Koyun ve Keçilerde Apse Hastalığı, Cırtlak, Çıban Hastalığı


Pseudotüberkülozis Hastalığı Nedir?

Pseudotüberkülozis hastalığı, iç organlarda bulunan ve yüzeysel olarak belirgin olan lenf yumrularında apse oluşturmasıyla karakterize kronik seyirli bir enfeksiyondur. Bu hastalığın etkeni Corynebacterium Pseudotuberculosis isimli bir bakteridir. Dünyanın birçok bölgesinde görülen bu hastalık, özellikle koyun ve keçi nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde daha sık görülmektedir. Türkiye’de çok uzun zamandır görülen bu enfeksiyon, İngiltere’de 1991 yılında ilk kez keçilerde 1994 yılında ise koyunlarda varlığı bildirilmiştir. Bu hastalık aynı zamanda insanlara da bulaşabilmektedir. Bu hastalık verim kayıplarına da neden olduğu için koyun yetiştiricileri açısından ekonomik öneme sahip bir enfeksiyondur.

Pseudotüberkülozis Hastalığında Bulaşma Nasıl Şekillenir?

Hastalığı oluşturan etkenin yüksek bulaşıcılığa sahip olması ve çevresel şartlara uzun zaman uyum sağlaması hastalığın önemini arttırmaktadır. Enfeksiyonu taşıyan hayvanların apse akıntıları, burun akıntıları ve dışkıları ile çevreye bulaşma şekillenmektedir. Bulaşma kontamine materyal ile hayvanların teması, deri, solunum ve sindirim yoluyla gerçekleşebilir. En çok görülen bulaşma şekli deri yoluyladır. Hasta hayvanların apse akıntıları sağlıklı hayvanların derisi ile teması sonucu meydana gelmektedir. Parazit için uygulanan banyolarla da bulaşma şekillenmektedir. Deride oluşan yaralar bulaşmada önemli bir yere sahiptir. Solunum yoluyla bulaşma daha az öneme sahiptir. Deride apse olmayan fakat akciğer apsesi ile enfekte olan sürülerde solunum ile bulaşmanın önemi daha fazladır. Sindirim yolu le bulaşma da ağız ile alınan apse içerikleri bulaşmada rol oynamaktadır.


Hastalığın Klinik Bulguları Nelerdir?

Öncelikle hastalığın bulaşmadan sonra belirti gösterme süresi 1 ile 6 ay arasında değişkenlik göstermektedir. Hastalığın yüzeysel ve iç organ formu olmak üzere iki farklı formu mevcuttur. Klinik bulgular şekillenen hastalık formuna göre değişkenlik göstermektedir.

1.Yüzeysel Form:

• Deri ve deri altı dokularda belirgin olan lenf yumrularında şişkinlik ve apse gelişimi görülmektedir.

• Bu apselerin boyutları 15 santimetreye kadar ulaşabilir.

• Özellikle çene altı, kasık, koltuk altı, boyun, meme üzeri ve kulak arkasında ki lenf yumrularında gözle görülür büyüklükte apseler meydana gelir.

• Apseler travmaya bağlı olarak patlayabilir ve içerisinden yeşil-beyaz renkli krema benzeri irin akıntısı oluşabilir.

• Apse oluşan bölgede tüylerde dökülme olabilir.


2.İç Organ Formu:

• Bu formda ise etkenin kan yoluyla yayılması sonucu iç organlar ve bu organlara bağlı bulunan lenf yumrularında apseler meydana gelir.

• Karaciğer, böbrek, dalak, meme, rahim, beyin, omurilik ve eklemlerde bu apselere rastlanır. • Apse görülen organa göre klinik belirti değişmektedir.

• Halsizlik, gelişmede gerilik, sürekli kilo kaybı, solunumla ilgili sıkıntılar ve kronik karın şişkinliği genel semptomlar arasındadır.

• Bazı durumlarda eklemlerde şişkinlik, memede iltihaplanması, testislerin iltihaplanması, yavru atma, döl tutmama ve sinirsel semptomlarda görülebilir.


Hastalığın Teşhisi Nasıl Yapılmalıdır?

Bu hastalık aynı zamanda birçok bulaşıcı hastalıkla karışabilmektedir. Teşhiste klinik belirtiler kısmen yardımcı olmaktadır. Klinik belirtilerin yanı sıra özellikle nekropsi ve bir çok laboratuvar muayenesi kesin teşhis için çok daha fazla önem arz etmektedir.

Koyun ve Keçilerde Apse Hastalığının Tedavi ve Korunma Yöntemleri Nelerdir?

Öncelikle yukarıda belirtilen herhangi bir semptom görüldüğünde mutlaka veteriner hekime başvurulmalıdır. Hastalığı formuna bağlı olarak farklı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Net olarak etkili bir tedavisi bulunmamaktadır. Hastalık yüksek öldürücülüğe sahip olmamasına rağmen kesim sonrasında çok miktarda karkas parçalarının atılmasına neden olmaktadır. Bu da yüksek miktarda ekonomik kayıpları oluşturmaktadır.

Başlıca korunma yöntemleri:

• Hasta ve sağlıklı hayvanlar birbirinden ayrılmalıdır ve hastalığı taşıyan hayvanlar tedavi edilmeli ya da sürüden çıkarılmalıdır.

• Hayvanların ortak bulunduğu alanların dezenfekte edilmelidir.

• Tedavi süreci devam eden hayvanların iyileşme olana kadar ayrı bir alanda tutulmalı ve sürüye dahil edilmemelidir.

• Sürüye enfekte hayvanlar dahil edilmemelidir.

• Aşırı zayıf hayvanlar sürüden çıkarılmalıdır.

• Hayvanların ortak kullandığı malzemeler dezenfekte edilmelidir.

• Kırkım makinelerinin de bulaşmada etkisi büyüktür ve bu makinelerin dezenfeksiyonu da önemlidir.


Korunmada Aşılamanın Önemi Nedir?

Hastalığın net ve etkili bir tedavisi olmadığı için aşılama bu aşamada önemlidir. Aşılamalar çok etkili olmamasına rağmen düzenli ve sürekli yapıldığında iyi sonuçlar vermektedir. Düzenli uygulamalarda sürülerin birçoğunun hastalıktan ari olduğu görülmüştür.



Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.