Leptospirozis Hastalığı


Leptospirozis Hastalığının Tarihçesi Nedir ?

Sığırlarda görülen leptospirozis üzerine ilk çalışmalar 1935 yılında Michin ve Azinov tarafından yapılmıştır. Bu çalışmalarını sarılık ve hemoglobin adı verilen bir maddenin idrarlar atılması (hemoglobinuri) ile seyreden bir hastalıkla yapmışlardır. 1948 yılında Terkich hasta buzağılardan hastalık etkenine ulaşmıştır. Yine bu yıllarda Türkiye’den İsrail’e gönderilen sığırlarda hastalık etkenine rastlanmış bundan dolayı leptospirozis üzerine çalışmalar ülkemizde başlamıştır. 1950 yılında Atatürk Orman Çiftliğindeki danalarda leptospirozisin varlığı bildirilmiştir. Hakioğlu, 1955-1967 yıllarında ülkemizin farlı bölgelerinden sığırlardaki leptospirozisin varlığını rapor etmişlerdir. Koyun ve keçilerde ise ilk kez 1952 yılında Yeni Zelenda’da ve aynı dönem Khudiberdicu tarafından Rusya’da bildirilmiştir. Hardenbrook 1953 yılında bu hastalığın koyunlarda düşük yapmasına sebebiyet verdiğini bildirmiştir. Ülkemizde ise 1948-1976 yılları arasında çalışmalar yapılmıştır.

Leptospirozis Nasıl Bir Hastalıktır?


Bütün memeli hayvanlar, Leptospira etkenlerinin en az birinden etkilenirler. Leptospirozisin en nadir görüldüğü hayvan ise kedidir. Bu hastalık hayvanlarda sarılık, kansızlık (anemi), kanlı idrar, kanda enfeksiyon (septisemi), yavrunun atılması (abortus), dokulardaki noktasal kanamalar ve agalaksiye (koyunlarda süt kesen hastalığı olarak bilinir) sebep olur.

Son derece ölümcül bir hastalıktır ve bulaşıcıdır. Enfeksiyonun olduğu bir sürüde gebe ineklerin %30’undan fazlasında yavru atma (abortus) meydana gelir. Yavrulama oranı %40’lara kadar düşebilir. Nispeten genç hayvanlarda görülür. Bunun yanı sıra üreme problemleri, gebe kalma oranlarında düşüş ve ilk tohumlamada ineğin gebe kalma ihtimalide %16-32 arasında azalabilir.

Leptospirozis Hastalığı Nasıl Ortamları Sever?


Enfeksiyonun dağılımı mevsimsel bir özellik gösterir. Enfeksiyonun ekvatora yakın bölgelerde yağışlı mevsimlerde, ılıman bölgelerde yani bizim ülkemiz gibi bölgelerde yaz ve sonbaharda daha sık görülür. Leptospira bakterileri bütün dünyada yaygın olarak bulunmaktadır. Bu bakteriler sıcak, rutubetli bölgelerde bolca bulunur.

Çamurlu ve pis su birikintilerinde, durgun sularda, bataklıklarda, çorak bölgelerde, sığ sularda, pirinç tarlalarında çokça görülür. Bunun yanı sıra sığırlarda ahırların pis, dar ve havasız olması bakım ve beslemenin iyi yapılmaması hastalığın oluşumuna sebep olur.

Leptospirozis Hastalığı Hayvanlarımıza Nasıl Bulaşır?


Bütün bulaşma yolları (solunum, sindirim, deri vb.) ile hastalık sağlıklı hayvanlara bulaşabilir. Ayrıca enfeksiyon taşıyan hayvanların sütleri, düşük yapmış olduğu yavruları, yavru zarlarının, dişi genital sistemden gelen akıntılar ve spermalar başlıca bulaşmaya sebeptir. Özellikle etkenin diğer hayvanlara bulaşmasında idrar çok önemlidir.

Dışardan kontrolsüz hayvanların sürüye katılmasıyla olabilir. Enfeksiyonlu hayvanların ve taşıyıcı hayvanlardan sağlam hayvanlara, ahır ve ağıllara kemirgenlerin girmesiyle, yaşlı hayvanlarımızla genç hayvanlarımızın bir arada bulundurulmasıyla etkenlerin bulaşma ihtimali artar.

Leptospirozis Hastalığının Belirtileri Nelerdir?


• Leptospirozisde etkenin vücuda girdikten sonra hasta etme süresi vücuda giren etkenin miktarına ve hasta etme gücüne bağlı olarak 5-15 gün arasında değişebilir. Gebe ineklerde enfeksiyondan sonra 3-10 hafta içinde yavru atma şekillenir.

• 3-4 aylık yavrularda ve yetişkin hayvanlarda da görülebilir. Buzağılarda 41-42 derecelere kadar yüksek ateşle seyreden iştahsızlık, gözlerde iltihaplanmaya ve ishale neden olan semptomlar görülür.

• Enfeksiyona bağlı olarak sarılık, kansızlık(anemi) akciğerlerde yangı, idrar yapamama, kaslarda sertleşme ve beyin zarında yangı oluştuğundan dolayı koordinasyon bozuklukları görülebilir.

• Buzağılarda şiddetli enfeksiyon 2-5 gün içerisinde ölüme sebep olabilir. Yetişkin hayvanlarda enfeksiyon belirtilerinden yüksek ateş ve depresyon fark edilmeyebilir. Bariz olarak yavru atma,zayıf buzağı doğumları ve süt veriminin azalması dikkat çeker. Meme dokusunda yangı meydana gelebilir. Süt koyulaşır ve rengi sararır bazen de sütte kan görülebilir. Hastalığın erken safhasında ölüm oranı %50 civarındadır.


• Hasta hayvanlar iyileşse bile hastalık etkenini vücutlarında taşımaya devam ederler.

Bu belirtiler her ne kadar hastalığa çok yakın fikir edinmemize yardımcı olsa da diğer hastalıklarla; Brucella, bitki zehirlenmeleri, babesiozis, mastitis gibi hastalıklarla karışabilir. Bu yüzden nekropsi ile laboratuvar muayeneleri yapılmalıdır.

Ölmüş veya hasta hayvanların sebebini araştırmak amacıyla bir uzman tarafından içinin açılmasına ve incelenmesine nekropsi denir.

Nekropsi yapıldığında; kansızlık, anemi göze çarpar. Böbrekler zamanla büyüyüp solgunlaşır. Karaciğer de zamanla büyür ve üzerinde nokta nokta nekroz görülebilir. Midesinde ülser gibi yaralar ve kanamalar görülebilir. Şiddetli durumlarda akciğer ödem olabilir. Kalp ve bağırsakta nokta nokta kanamalar görülebilir. Atılan yavrunun göbek kordonu kalın ve şişkin bir hal alır.

Leptospirozis Hastalığının Tedavisi Nasıl Yapılır?


Hastalıktan emin olunduktan sonra böbrek ve karaciğerin daha fazla zarar görmemesi için en kısa zamanda tedaviye başlanmalıdır.

Antibiyotik tedavisinden genelde olumlu sonuçlar alınmaktadır. Antibiyotik olarak sığır, koyun ve keçide tetrasiklinler, penisilinler, strepromisin ve florokinolan antibiyotiklerinden destek alınır.

İshal, iştahsızlık gibi sebeplerden dolayı serum vb. sıvı destekler de mutlaka uygulanmalıdır.

Etçi sığırlarda hastalık başlangıç aşamasında fark edilmişse aşılama ve antibiyotik kullanımı yavru atımının önüne geçebilir. Genel olarak tüm sürüye uygulanır.

Sütçülerde ise süt satışındaki kayıp riskinden dolayı hasta yani enfeksiyon taşıyan hayvanlara tedavi uygulanır.

Leptospirozis Hastalığından Hayvanlarımızı Nasıl Koruyabiliriz?


• Korumada ki en etkili yol aşılamadır. Sığırlar için aşılar mevcuttur. Ancak hastalığı engellese de yayılmasını tam anlamıyla engelleyemez.

• Aşısız hayvanlar sürüye dahil edilmemelidir. Dışarıdan sürüye katılacak hayvanlar için 4 hafta kadar karantina uygulanmalıdır.

• İşletme çevresinde kemirgenlerin kontrolü yapılmalıdır. Yabani hayvanların teması önlenmelidir.

• Sığır, koyun ve gençlerin yetişkinlerle birlikte barındırılmaması gerekir.

• İşletme çevresinde veya meradaki durgun sular bataklık alanlar küçük göletler varsa kurutulmalı yahut ıslah edilmelidir. Etkenin hayvanların içeceği sulara geçişi önlenmelidir.

• Yavru atımı ile doğan ölü hayvanların ya da hastalıktan ölen hayvanların gömülmesi ya da yakılması gerekir.

• Hastalık taşıyan boğalar doğal tohumlamalarda kullanılmamalıdır.


Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.