Süt İneklerinde Sıcaklık Stresi, Etkileri ve Korunma Yöntemleri


Dünya çapında süregelen sıcaklık artışı önümüzdeki yıllarda da etkisini giderek arttıracaktır. Bu artışın insan sağlığına olan olumsuz etkileri yanında beslenme için gerekli besin maddelerinin üretimi de olumsuz etkilenmektedir.

Çevre sıcaklığında meydana gelen bu artış sağmal ineklerinde sağlığını ve performansını olumsuz etkilemektedir. Yıllardır süre gelen genetik iyileştirmeler ile süt inekleri 1950’li yıllara göre neredeyse 2 kat süt üretir hala gelmiştir. Bu durum ise onları metabolik hastalıklar ve sıcaklık stresine karşı hassas hale getirmiştir. Peki, sıcaklık stresi nedir? Bir hayvanın metabolizmasında yıkım (alınan besin maddelerinin parçalanması) ve yapım (süt üretim vb.) bir denge içindedir.

Hayvanlar almış oldukları besin maddelerini yıkımlarken elde edilen enerjiyi yaşam payı ve performans için kullanırlar. Bu yıkımlama esnasında vücutta bir sıcaklık artışı meydana gelir. İşte bu sıcaklık artışının fazla sıcağı dağıtamadığı noktada hayvanlar sıcaklık stresine girerler. Sıcaklık stresi kısaca bu şekilde tanımlanabilir. Soğuk havalarda üretilen fazla ısı vücut sıcaklığının sabit tutmak için kullanılırken, yazın meydana gelen bu artış bir şekilde dağıtılmalıdır. Aksi halde bu durum hayvanların yaşamı ve performansı için bir takım olumsuzluklar meydana getirir   

Sıcaklık Stresinin Etkileri Nelerdir?


Vücut sıcaklığının artması sonrası hayvanlar bu artışın olumsuz etkilerini azaltabilmek adına bir takım ısısal düzenlemelere giderler. Bu düzenlemelerin başında solunum sayısı ve terlemenin artması ile kalp atış hızının yavaşlaması gelir. Solunum sayısının artması belki hayvanları kısa süreliğine rahatlatsa bile bu durum vücut asit-baz dengesini bozabilmektedir.

Terleme hayvanlarda iki şekilde olur; birincisi hafif sıcaklıklarda meydana gelen, fark edilmeyen terleme diğeri ise sıcaklığın artması ile meydana gelen buharlaşma şeklinde olan terlemedir. Terleme esnasında sıvı kaybı, sıvı kaybıyla beraber minerallerinde kaybı söz konusudur.

Sıvı kaybı dolasıyla hayvanlarda dehidrasyon şekillenebilir. Su alımının azalması süt verimini ve yaşamı olumsuz etkiler. Bu durumda hayvanların suya istenilen anda ulaşması gerekmektedir. Sıcaklık artışı sonrası su ihtiyacı artar ve bir inek 200 lt kadar su tüketebilir. Suyun miktarı yanında sıcaklığı da önemlidir. Suyun sıcaklığının 10-20℃ olduğu durumlarda su tüketimi daha da artarken, su sıcaklığının 28℃ üzerinde olması bu durumu olumsuz etkilemiştir.

Artan sıcaklıklara verilen bu tepkiler yetersiz kalığından hayvanlar artık daha soğuk yerleri arar ve ayakta kalma süreleri bu dönemde daha da artar. Bir sütçü ineğin normalden 1 saat daha fazla ayakta kalması süt verimini olumsuz etkilerken aynı zamanda topallık riskin ide arttırır. Dolayısıyla hayvanın ilerleyen dönemlerde sürüden erken ayrılma ihtimali doğabilir.


Sıcaklık stresi açlık merkezini uyararak besin madde alımını sınırlandırır. Besin madde alımının sınırlanması sonrası hayvanların genel performansında düşüşler meydana gelebilir. Yem alımının azalması sonra hayvanlar süt üretimine devam edebilmek için kendi vücut rezervlerinden kullanmaya başlar ve bu durumda negatif enerji dengesine girerler. Sıcaklığın bu denli artmasının rumen sağlığı üzerine de olumsuz etkileri vardır. Yem alımının azalması rumen bakteri popülasyonunu ve bazı vitaminlerin üretimini olumsuz etkilerken rumen pH’sının artışına neden olur. Sıcak stresine bağlı fazlaca içilen su ise rumende fazla yer kaplayarak kaba yem alımını sınırlandırır.

Süt miktarının artması alınan besin maddeleri ile doğru orantılı olduğunda dolayı, yem tüketiminin azalması süt ve döl verimini olumsuz etkiler. Hava sıcaklığında meydana gelen 1℃’ lik artış yüksek verimli süt ineklerinde kaba yem alımında azalmalara süt veriminde ise ortalama %30’lara varan kayıplara sebep olur. Süt veriminin azalması yanında süt kompozisyonu da sıcaklık stresinden olumsuz etkilenir. Süt yağı, proteini yanında kazein, IgA ve IgG gibi önemli bileşenlerin yüzdesi de azalmalar olduğu bildirilmiştir. Süt üretiminin istenilen seviyede olması hayvanların refah yönünden rahat olduklarının göstergesidir.


Sıcak havalarda meydana gelen bu strese bağlı hayvanların hormonal dengelerinde de bir takım düzensizlikler şekillenir. Bu durum üreme performansını da olumsuz etkiler. Hayvanlarda sıcaklık artışına bağlı östrus göstermeme, östrus süresinin kısalması gibi problemler görüleceği gibi oosit gelişimi de olumsuz etkilenebilir. Sıcaklık stresi aynı zamanda hayvanlarda suni tohumla başarı oranını da olumsuz etkiler. Başarı oranı soğuk ve ılık havalarda %40 ile %60 oranında değişirken, bu durum yazın en sıcak olduğu dönemlerde %10’lara kadar düşebilmektedir. Sıcaklık stresine bağlı olarak hayvanlarda erken embriyonik ölümler de şekillenebilmektedir.

İdeal Sıcaklık Değeri Ne Olmalıdır?

Hayvanların rahat edebileceği en ideal sıcaklık 5-25 ℃ olarak bilinmektedir. Hayvanlar için maksimum üretim bu sıcaklık aralığında olur. Hayvanlar için bu sıcaklık aralığı ırkına, yaşına, verimine, deri altı yağ dokusuna göre değişmektedir. 25℃ üstündeki her artış hayvanlarda sıcaklık stresine adım adım götürmektedir. Artan sıcaklık ilk olarak yem tüketimini daha sonra ise süt verimini azaltır. Bu tarz olumsuz durumların önüne geçilebilmesi için bazı koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir.


Bir sonraki yazımızda süt ineklerinin sıcaklık stresinden korumaya yönelik alınabilecek önlemlerden bahsedilecektir.


Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.