Tavuk Kolerası


Tavuk Kolerası Nedir?

Bilinen kanatlı hastalıkları arasında en bulaşıcı ve öldürücü olan bakteri kaynaklı hastalıklardan birisi tavuk kolerasıdır. Hastalığın etkeni Pasteurella multocida adlı bakteridir. 18. Yüzyılın sonlarında Avrupa'da geniş çaplı epidemilere (salgın) sebep olmuştur. Tavuk Kolerası, ‘’hemorajik septisemik (kısaca; kana toksin karışması ve damar çeperlerinde kanama olması) ’’ karakterli bir hastalık olmasından ötürü, bu isimle de bazı kaynaklarda anılabilir. Bu bakterinin normal çevre koşullarında uzun zaman canlılığını koruyabildiği ve nispeten dirençli olduğu için bulaşma riski oldukça yüksektir. Tavuk kolerası sadece tavuklarda değil hindi, kaz, ördek, keklik ve sülün gibi diğer kanatlılarda da görülebilir. Sürü sağlığını tehdit etmesi ve çok hızlı bir şekilde toplu sürü ölümlerine yol açabilmesi açısından son derece dikkat edilmesi gereken bir hastalıktır.

Tavuk Kolerası Hangi Yollarla Bulaşır?


Tavuklar bu bakteriyi ağızlarından, solunum yollarından, derilerinden veya gözle (konjonktiva) temas yoluyla alabilirler. Bu bakteriyi taşıyan hayvanların dışkıları ile temas halinde kalınması durumunda veya hasta kuşlar ile aynı havanın solunması sonucunda etken kolaylıkla sağlıklı diğer bir kanatlının vücuduna yerleşebilir. Bir tavuk sürüsüne P.multocida etkeni, yabani kuşlar aracılığıyla bulaşabilir. Bunun haricinde fareler, domuzlar ve diğer memelilerde taşıyıcılık yapabilirler. Tavuk kolerası etkeni oldukça dirençli bir bakteri olduğu için cansız ortamlarda bile varlığını sürdürebilir. Bu yüzden yem poşetleri, ayakkabı ve diğer eşyalar aracılığıyla da kolayca yayılabilir.

Normalde bu bakteriyi daha önceden vücuduna almış ve ağız, yutak, mide gibi bölgelerde taşıyan bir kanatlı, hiçbir klinik belirti göstermeden hayatını devam ettirebilir; ancak hayvanın bağışıklığının zayıf düştüğü zamanlarda klinik belirtiler görülmeye başlanır. Bağışıklık sistemi, vücut strese girdiği zamanlarda zayıflar. Eğer hayvan aç ve susuz kalmışsa, yorgun ve kötü beslenmeye tabi olmuşsa, hayvanın bulunduğu ortamın sıcaklığının çok soğuk veya çok sıcak olması, mevsim değişiklikleri gibi durumlara maruz kalmışsa bağışıklık sistemi zayıflar. Bu gibi hassas dönemlerde mikroplar üremek için vücutta uygun ortam bulurlar. Tavuk kolerası etkeni (P.multocida), bir kez solunum yoluyla veya ağız yoluyla alındıktan sonra gırtlak mukozasına yapışır ve burada ürer. Daha sonra kan dolaşımı ile tüm dokulara yayılır. Bu durum bazen yavaş, bazen ise çok hızlı ilerleyebilir.

Tavuk kolerası vücutta göz konjonktivası, hava yoluyla veya hastalığı taşıyan dışkının oral yol ile alınması yoluyla çok hızlı bir şekilde aynı odada barındırılan tavuklar arasında yayılabildiğinden dolayı sürü ile yetiştirilen tavuk çiftliklerinde çok dikkat edilmesi gereken bir hastalıktır. Aksi takdirde büyük ekonomik kayıplara yol açabilir.

P.multocida insanlara bulaştığı takdirde hastalık oluşturmaz.

Tavuk Kolerası Belirtileri Nelerdir?


Tavuk kolerasının klinik belirtileri hastalığın gidişatına göre değişebilmektedir. Örneğin çok hızlı gelişen (akut) vakalarda, hiçbir belirti olmadan bir anda bütün sürü ölebilir. Ölüm oranı akut vakalarda çok hızlı bir şekilde yükselir.

Daha uzun süreli gelişen vakalarda;

  •  Depresyon,
  •  İştahsızlık,
  •  Ağızdan salya akması,
  •  Birbirine karışmış tüyler,
  •  Bölgesel olarak (eklem,sakal,ibik,göz) bölgelerinde şişlikler ve irinli, ölü (nekrotik) lezyonlar, 
  •  İshal, 
  •  Soluk alıp vermede hızlanma gibi belirtiler sıkça görülür.

Kronikleşmiş vakalarda genellikle organlara (akciğer, karaciğer, bağırsaklar vb.) yayılabildiği gibi tavuklarda eklemlere, sakala, ibiğe, kulaklara ve yumurtalıklara da yerleşebilir ve irinleşmiş ölü (nekrotik) lezyonlar bölgesel olarak ortaya çıkabilir. Topallık, gözden irinli sıvı akıntısı veya boğazdaki tahriş kaynaklı öksürük görülebilir. Orta kulak veya baş bölgesindeki kemikler etkilendiği durumlarda tavuklarda boyun eğriliği meydana gelebilir.

Tavuk Kolerası Nasıl Teşhis Edilir? 


Laboratuvar şartlarında başta bakteri kültürü olmak üzere, PCR tekniği ve serolojik test yöntemleri ile tavuk kolerası teşhis edilebilir.

Bazı durumlarda Escherichia Coli, Salmonella Enterica, Salmonella enterica, Ornithobacterium Rhinotracheale, Gram Pozitif Koklar, Erysipelothrix Rhusiopathiae gibi bakteriler, tavuk kolerasına oldukça benzeyen lezyonlara sebep olabilirler. Bu yüzden kesin teşhise giderken mutlaka laboratuvar yöntemlerinden faydalanılması gerekir.

Eğer mevcut kanatlı sürünüz de tavuk kolerası hastalığından şüpheleniyorsanız mutlaka bir veteriner hekime başvurmalısınız.

Tavuk Kolerasından Korunma Yöntemleri Nelerdir?


Tavuk kolerası, bulaştıktan sonra sürüde oldukça büyük ekonomik kayıplara sebep olacağından ve tedavi oranının nispeten düşük olduğundan dolayı en önemli husus, hastalık bulaşmadan önceki alınacak tedbirlerin iyi olmasıdır.

Yüksek seviyeli biyogüvenlik önlemlerini içeren iyi yönetim uygulamaları, korunmak için en esas yöntemdir. Tavuk kolerasına sebep olan ‘’P.multocida’’ etkenini fareler, yabani kuşlar, evcil hayvanlar gibi birçok hayvan tavuk beslenen odalara giriş yaparak taşıyıcılık edebilirler. Tavuk kolerası sıradan dezenfektanlara, güneş ışığına, kuru ortamlara karşı canlı kalabilen bir mikroba sahiptir. Herhangi bir salgın durumunda bakteriye ait bu özellikler akılda tutulursa, koruma ve önleme adımında başarılı olma şansı da paralel olarak artacaktır.

Tavuklar için zayıflatılmış canlı aşı uygulamaları, günümüzde (kanat zarından uygulanmak üzere) mevcut durumdadır. Unutmayalım ki bu aşı uygulaması sadece sağlıklı tavuklara uygulanabilir. Tavuk kolerasına yakalanmış sürü veya tavuklara aşı uygulaması yapılamaz.

Tavuk Kolerası Tedavisi Nedir?


Genellikle tavuk kolerasına yakalanan sürülerde hastalıktan kurtulmak için yapılabilecek en kesin yöntem, sürünün elden çıkarılması (yok edilmesi) ve ardından sürünün bulunduğu odayı, kullanılan eşyaları, işçilerin kıyafetleri gibi hastalık etkeninin bulaşmış olabileceği her şeyin temizlenmesi ve güçlü bir dezenfektan uygulamasıyla mümkündür. Bundan sonra birkaç hafta odaya yeni bir sürü getirilmemesi ve odanın boş kalması tavsiye edilir.

Sürüdeki ölüm sayısını azaltmak adına antibiyotik tedavisi uygulanabilir; ancak bu yöntem ile hastalık sürüden tamamen elimine edilemez. Antibiyotik kullanımı sonrası klinik belirtileri göstermeyen veya azalan tavukların olması, onların hastalığı taşımadığı anlamına gelmez. Antibiyotik kullanımındaki başarı oranı, seçilen antibiyotiğin uygulama dozuna ve hastalığın erken teşhis edilme süresine bağlıdır.

Tedavi seçeneklerini ve sürecini mutlaka veteriner hekiminize danışınız.

Kaynaklar:
pgc.pa.gov
idfg.idaho.gov
msdvetmanual.com
Elle Quinn 



Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.