Çiftlik Hayvanlarında Rahim Enfeksiyonları ve Önemi


Çiftlik Hayvanlarında Rahim Hastalıklarının Önemi Nedir?

Doğum süreci, çiftlik hayvanları da dahil olmak üzere tüm hayvan türlerinin yüksek risk altında olduğu bir dönemdir. Bu süreç esnasında meydana gelebilecek fiziksel hasarlar ve doğum sonrası yavru zarlarının atılamaması gibi vakaların yanısıra, hayvanlarda mikrobiyal enfeksiyonlar da artış göstermektedir.

Gebeliklerinin son dönemlerine yaklaştıkça rahim ve meme enfeksiyonlarına yakalanan hayvanlarda doğum normalden daha erken başlayabilmekte ve/veya yavrunun sağlığı tehlikeye girebilmektedir. Bu durumları göz önünde bulundurarak, hayvanların sağlığı ve verimlilikleri özellikle de doğurganlıkları üzerindeki en büyük etkinin doğumdan sonra rahimde enfeksiyon şekillenip şekillenmemesi ile ilişkili olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Sığırlarda doğumdan sonraki ilk iki hafta içerisinde hayvanların % 80 ila tamamının rahimlerinde halihazırda mikropların bulunduğu tespit edilmiştir. Bağışıklık sistemleri bu mikropları zaman içerisinde aşamalı olarak ortadan kaldırsa bile, hayvanların yaklaşık % 40'ının doğumdan üç hafta geçtikten sonra dahi bünyelerinde mikropları barındırdıkları yapılan bilimsel çalışmalarla tespit edilmiştir. Burada özellikle altını çizmek istediğim konu ise bu mikropların her zaman hastalık yapıcı özellikte olmamalarıdır. Bu mikropların sayıları çeşitli sebeplerden ötürü (bağışıklık sisteminin baskılanması gibi) artmakta ve zamanla enfeksiyon ya da hastalık yapıcı özellikler kazanabilmektedirler.

Şimdi rahim enfeksiyonlarının neden şekillendiğine, sebep olduğu sonuçlara ve hayvanlarımızı bu hastalıktan nasıl koruyabileceğimize bakalım.

Çiftlik Hayvanlarında Rahim Hastalıkları Nasıl Tespit Edilir?

Rahim enfeksiyonları kağıt üzerinde ve bilimsel olarak detaylı farklılıkları baz alarak birden fazla alt kategoriye ayrılıyor olsa da bunları sahada kolayca ayırt edebilmek amacıyla genel anlamda üçe ayırarak incelemek bizim için yeterli olacaktır.

Metritis yani genel anlamda rahim enfeksiyonu için kullandığımız terim, rahmin tüm katmanlarının mikroplar tarafından işgal edilmiş olduğunu ifade eder. Bu türdeki enfeksiyonda, rahimde bulunan mikroplara ek olarak vücudun genelinde de çeşitli düzeylerde (hafif, şiddetli, ölümcül) hastalık belirtileri görülür.

Şiddetli olarak nitelendirdiğimiz rahim enfeksiyonu olgusu (puerperal metritis/akut septik metritis) tipik olarak yavrulamadan sonraki ilk birkaç gün içinde ortaya çıkar ve üreme sistemine zarar veren ciddi yavrulama problemlerine de sebep olur. Bu duruma çoğunlukla yavru zarlarının atılamamış olduğunun da eşlik ettiğini görürüz ancak her zaman ikisi birlikte görülecek diye bir şey de söz konusu değildir.

Şiddetli rahim enfeksiyonu olan hayvanlarda çok kötü kokulu bir (vaginal) akıntı ve başlangıçta yüksek olup zamanla düşen ateş bulguları mevcuttur. Bu hayvanlar ciddi şekilde hastadır ve gerekli tedavi protokolü ve korunma prosedürleri için bir an önce bir veteriner hekime başvurulması gerekir.



Akut septik metritise kıyasla daha az şiddetli vakalar ise genellikle doğumdan sonraki ilk ve ikinci haftalarda ortaya çıkar. Hayvanların iştahlarının azalmış, süt verimlerinin düşmüş olduğu gözlenir. Ek olarak yine yüksek ateş, kötü kokulu ve kanlı (vaginal) akıntı görülebilir.

Endometritis (rahmin en iç tabakası olan endometriyumun enfeksiyonu), rahim enfeksiyonları içerisinde sahada en sık karşılaşılan vakalardandır. Yapılan çalışmalar, doğumdan sonra ineklerin % 10 ila 15'inin endometritis olduğunu göstermektedir.

Endometritis, adından da anlayacağımız üzere yalnızca rahmin en iç tabakası olan endometriyumun enfeksiyonudur. Bu enfeksiyon vücudun tümüne yayılmadığı için dışardan bakıldığında hayvanların hasta olduğu belli olmaz ve bu yüzden de hastalığın çoğu zaman gözden kaçabileceğini unutmamak gerekir. Endometritisli hayvanlar hastalığa dair belirgin semptomlar göstermezler. Aynı zamanda bilimsel çalışmalarda hayvanların % 80'inden fazlasında (vaginal) akıntı gözlemlenmediği bildirilmiştir ancak yine de daha az sayıdaki hayvanda kuyruğa yapışmış halde ve az miktarda irinli akıntılar olduğu da fark edilmiştir.

Pyometra yani rahmin irin ile dolu olması ise endometritisten daha farklı bir olgudur. Bu vakalarda hayvanların cervixleri kapalıdır ve korpus luteum ile ilişkili olarak rahimde irin birikimi mevcuttur. Endometritisli hayvanlarda da sıklıkla korpus luteum bulunur ancak rahim ağzı da açıktır ve genellikle rahimden vaginaya irin boşalır.


Sahada pyometra olguları endometritis kadar sık karşımıza çıkmaz, nispeten daha nadir olarak görülür ve rahim enfeksiyonları içinde tüm vakaların %5 ve daha azını oluşturur. Pyometra vakalarının tespiti çoğunlukla hayvanların gebelik muayeneleri esnasında yapılır ve herhangi bir tedavi protokolüne başlanmadan önce gebelikten ayırt edilmesi gerekir.

Pyometra teşhisi konulan hayvanlarda rahimdeki irinin tamamının boşaltılması gerekir. İçeriğin boşaltılabilmesi için PGF2-alfa preparatları tercih edilebilir ancak PGF2-alfa ile birlikte rahim içi ilaçların kullanılması önerilmemektedir.

Tedavi sonrasındaki ilk tohumlamada gebelik oranları normalden daha düşük olsa dahi yine de çeşitli faktörlere de bağlı olarak üçüncü-dördüncü tohumlamalarda istenilen gebelik oranlarına ulaşılabildiği görülmüştür.

Metritis ve endometritisli hayvanların tedavilerine gelecek olursak, metritis daha farklı bir tedavi yaklaşımı gerektiren ve endometritise kıyasla çok daha şiddetli seyreden bir hastalıktır. Metritisli ineklerin acil olarak teşhisini yapmak gerekir ve rahimdeki enfeksiyonu gerileterek hayvanların genel sağlık durumlarını toparlamak için sistemik yani tüm vücuttaki enfeksiyonu azaltma ve önlemeye yönelik yaklaşımlara ihtiyaç vardır.

Tüm bu bilgileri özetleyecek olursak,

  • Rahim enfeksiyonları, ineklerde doğurganlığın zayıf olmasının en yaygın nedenlerindendir.
  • Hastalığa yakalanan ineklerin etkili bir şekilde tespit edilip uygun tedavilerinin yapılması sürü verimliliğini artıracaktır.
  • Yavru zarlarının atılamaması buzağılama esnasında şekillenen rahim enfeksiyonlarıyla ilişkilidir ve yavru zarlarının kalmasına neden olan faktörler de rahim enfeksiyonu riskini artırmaktadır.
  • Yavru zarlarının elle çıkarılması, hayvanların rahim enfeksiyonuna yakalanma riskini azaltmaz.
  • Metritis rahmin tamamının enfekte olduğu anlamına gelir ve metritisli tüm ineklerin sistemik yani tüm vücutlarını etkileyen bir hastalığı vardır.
  • Buzağılamadan sonraki beş gün içerisinde kokulu bir (vaginal )akıntısı olan hasta inekler mümkün olan en kısa sürede veteriner hekime bildirilmelidir.
  • Endometritis rahim enfeksiyonlarının en yaygın ve en sık görülen çeşididir.
  • Endometritis yalnızca rahmin iç yüzeyini etkiler ve hayvanın tüm vücudunu etkileyen bir hastalık değildir.
  • Endometritisin tespiti için hızlı ve kolay bir test yoktur, en iyi testler ise pahalıdır; hızlı testler ise doğru teşhis yapmamaktadır.
  • Pyometra, rahimde birikmiş olan irindir ve genellikle gebelik muayenesi yapılırken tespit edilir.

Yararlanılan Kaynaklar

vetmed-extension.sites.medinfo.ufl.edu
nadis.org.uk
sciencedirect.com
msdvetmanual.com
Sığırlarda Sürü Sağlığı ve Yönetimi, Aktüel Yayınları, 2015
Çiftlik Hayvanlarında Doğum ve Jinekoloji, Medipres Yayınları

Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.