İneklerde Son Atmama (Yavru Zarlarının Atılamaması)


İneklerde son atmama üreme ile ilgili olarak veteriner sahada çok sık karşımıza çıkan olguların başında gelmektedir ve diğer hayvan türlerine kıyasla ineklerde daha sık karşımıza çıkmaktadır. Tedavi edilmediği takdirde zaman içerisinde abomasumun yer değiştirmesi, rahim ve meme enfeksiyonları gibi farklı hastalıklara zemin hazırlamakta ve sürü fertilite oranlarında azalmaya da sebep olmaktadır. Doğum, güç doğum, yavru atma, sezaryen operasyonundan sonra şekillenen yavru zarlarının bir bölümü veya tamamının atılamaması hem bireysel hem de sürü bazında önemli bir problemdir. 

Yavru Zarlarının Atılamaması Ne Anlama Gelir?

Doğum sonrası ilk 24 saat içerisinde yavru zarlarının vücuttan atılamaması, veteriner bilimindeki adıyla retensiyo sekundinarum olarak tanımlanmaktadır. Yetiştiricilerimizin sahadaki tespitlerini ve yapılan bilimsel çalışmaları da göz önünde bulundurararak normal şartlarda yavru zarlarının vücuttan atılma süresinin ortalama 12 ila 24 saat arasında değiştiğini biliyoruz.

Yavru Zarlarının Normalde Vücuttan Ne Zaman Atılması Beklenir?


Doğumun akabinde yavru zarlarının fizyolojik olarak ilk 3 ila 8 saat içerisinde (2-12 saatler içerisinde) kendiliğinden atılması beklenir.

Retensiyo sekundinarum ve akabinde şekillenebilecek rahim enfeksiyonları,

  • Gebelik başına atılan tohum sayısının artması,
  • Doğum-tekrar gebe kalma aralığının uzaması,
  • Fertilitenin azalması(infertiliteye) ve
  • Süt veriminde düşüşe de sebep olmaktadır ve ekonomik olarak da mutlaka göz önünde bulundurulması gereken bir sorundur.
Yavru Zarları Neden Atılamaz?

Yavru zarlarının atılamamasının tam olarak neden şekillendiği bilinmemektedir ancak ortaya çıkmasında çok fazla faktörün rol oynadığı belirtilmiştir. Bu duruma sebep olan çok fazla faktör olduğu için sebepleri başlıklar halinde incelemek daha kolay olacaktır. Şimdi bu faktörlere tek tek gruplar halinde bakalım.


Mekanik Sebepler

Güç doğum (anne için çok iri olan buzağı, buzağıda duruş bozuklukları vs…)

İkizlik

Sezaryen operasyonu

Amfizematöz fetüs (gaz ile dolu fetüs)




Beslenme Problemleri

Gebelik esnasındaki enerji ve/veya protein eksiklikleri

Vitamin A eksikliği

Selenyum eksikliği

İyot eksikliği

Vitamin E eksikliği


Yönetimsel Sebepler

Stres (yer değiştirme/taşıma esnasında hayvanlara sert, uygunsuz müdahelelerde bulunmak, uygun olmayan yem koşulları)

Sıcak stresi

Hijyen sorunları

Aşırı yağlanma

Genetik


Enfeksiyöz hastalıklar / Toksinler (Zehirler)

Brucellosis

Leptospirosis

IBR-BVD

Vibriosis

Listeriosis


Yavru Zarlarının Atılamadığı Olgular Nasıl Teşhis Edilir?


Doğumu takiben yavru zarlarının atılması yukarda belirtilen sürenin dışına çıkarsa vakalar son atmama olarak tanımlanır. Hem yetiştiriciler hem de veteriner hekimler tarafından kolaylıkla tespit edilebilir. Kesin teşhis, hem hayvan sahibinin verdiği bilgiler, vulvadan sarkan yavru zarlarının görülmesi ve zarların atılması gereken sürenin dışında hala daha atılmamış olması ile hem de ek olarak vulvadan pis kokulu bir akıntının gelmesi ve rektal muayene sonucunda rahmin hala daha doğum sonrasında olması gereken boyut ve hacmine dönmemiş olması ile konur. 

Çoğu vakada sistemik yani vücudun genelini etkileyen bir durum oluşmaz. Vücudun genelinin etkilendiği durumlar toksemi yani kanda zehirli maddelerin olması ile ilişkilidir. 

Yavru zarlarının atılamadığı olgular özellikle hayvanlarla devamlı ilgilenen kişiler ve sağımcılar için zorluk çıkarmakta olsa da hayvanlara direkt olarak zarar vermez. Yavru zarlarını normal süresinde atamayan hayvanlar bir sonraki doğumlarında da aynı sorunla karşılaşabilir. Benzer şekilde bu hayvanların rahim enfeksiyonları, ketozis, meme hastalıkları, yavru atma gibi sorunlarla da karşılaşma riskleri yüksektir. 

Tedavi ve Korunma Yolları Nasıl Olmalıdır?


Yavru zarlarının atılamaması olgularında kesinlikle vücutta kalan zarların manuel olarak yani elle kurtarılması önerilmez ve bu eylem anne için çok zararlıdır. Ancak hayvan bakıcıları için sakıncalı olarak görülen ve üreme sisteminin kontaminasyonuna büyük ölçüde sebep olabilecek dokunun kırpılmasına ya da kesilmesine izin verilebilir. Hiçbir müdahelede bulunulmayan inekler (eğer vücutlarında retensiyoya sebep olabilecek başka bir eksiklik veya problem yoksa) doğumdan sonra 2 ila 11 gün arasında zarlar vücuttan dışarı kendiliğinden atılır.

  • Yavru atma yani abort sonrası retensiyo şekillendiyse dikkatli olunmalı ve yine elle kurtarma yoluna kesinlikle gidilmemelidir.
  • Bilinenin aksine, çeşitli hormon (oksitosin, PGF2alfa gibi) ve kalsiyum preparatlarının yavru zarlarının atılmasına ekstra bir katkıda bulunmadığı ve oluşabilecek komplikasyonları da önleyici etkisinin olduğu bildirilmemiştir ancak doğumdan sonraki ilk 24 saat içerisinde rahim kasılmalarını artırmak için oksitosin veya prostaglandinler kullanılabilir. Buzağılamanın üzerinden 24 saat geçtikten sonra ise ineğin vücudundaki östrojenik etki ortadan kalktığından ötürü uygulanacak olan oksitosinin bir etkisi olmayacaktır. 
  • Eğer annenin tüm vücudunu etkileyen bir hastalık tablosu söz konusuysa uygun sistemik antimikrobiyaller (1 hafta süreyle) kullanılabilir.
  • Retensiyo sekundinarumun akabinde rahim enfeksiyonu şekillenmemesi için kombine tedavi (rahim içi ve parenteral) gereklidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta da rahim içi ve parenteral olarak kullanılan preparatların birbirinin etkisini destekler nitelikte yani sinerjik etkili olması gerektiğidir.
  • Ancak unutmamamız gereken bir nokta da rahim içi antibiyotiklerin rutin olarak kullanımının ise yarardan ziyade zararlı olabileceğidir ve maalesed sahada neredeyse her retensiyo olgusunda bu yola başvurulmaktadır. 
  • Antiseptiklerden klorheksidin ve irrite edici olmayan iyot solüsyonları da rahim içi yolla kullanılabilir.
  • Sürü içinde retensiyo sekundinarum olgularının görülme insidansı olması gerekenden yüksek ise bu duruma sebep olabilecek durumlar araştırılmalı ve ortadan kaldırılmalıdır. Özellikle vitamin E ve selenyum düzeyleri mutlaka kontrol edilmeli, bu maddelerin eksikliğinin görüldüğü sürülere takviyeleri yapılmalıdır. 
  • Gebeliğin üçüncü dönemine doğru yani doğum yaklaştıkça ineklerde negatif enerji dengesinin oluşmamasına, doğum alanının olabilecek en iyi düzeyde tutulması, bağışıklığın güçlendirilmesine ve tabiki aşılamaların düzenli olarak yapılmasına dikkat edilmelidir.
Yararlanılan Kaynaklar
msdvetmanual.com
vetext.vetmed.ucdavis.edu
Çiftlik Hayvanlarında Doğum ve Jinekoloji, Medipres Yayıncılık

Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.