Koyun ve Keçilerin Çiftleşme Dönemi ve Yapılması Gereken Uygulamalar


 Ülkemizde koyun ve keçi yetiştiriciliği yapan sürülerin büyük kısmının ana geçim kaynağı oğlak ve kuzu satışlarıdır. Bu yüzden sürülerde çiftleşme mevsimine önem vermek karlılık açısından sürülere değer kazandıracaktır. Bu yazımızda koyun ve keçilerin ne zaman çiftleşmesi gerektiğini, kızgınlık belirtilerini, çiftleşme öncesi yapılması gereken uygulamaları, ikiz gebelik ve iki yılda üç kuzulama için yapılması gereken uygulamaları, çiftleştirme metotlarını anlatacağız.

Pubertas (Ergenlik- İlk Kızgınlık Dönemi)

Pubertas, dişilerin düzenli kızgınlık göstermeye başladığı zamana denir. Fakat bu kızgınlık göstermesi çiftleşeceği anlamına gelmemektedir, çünkü hayvanlar pubertas başlangıcında daha tam anlamıyla olgunlaşmamıştır.

Koyun ve keçiler ırklara göre çeşitlilik göstermekle beraber 5-12 aylık yaşta pubertasa erişirler. Bu yaşı mevsim, bakım besleme, çevre şartları ve ırk özelliği belirlemektedir. Diğer bir nokta ise koyun ve keçilerin yetişkin canlı ağırlıklarının %45-50’si düzeye ulaştığında pubertas çağına geldiği gözlemlenmektedir. Bu yüzden koyun ve keçiler 30 kg canlı ağırlığına eriştiği dönemde riskli olabileceği için erkek hayvanlardan ayrılmalıdır. Oluşabilecek gebelikler anne ve kuzu sağlığını kötü etkileyecek, halk arasında ‘yanık kaldı’ olarak adlandırılan düşük canlı ağırlığı olan ve küçük yapıdaki koyunlar ve kuzular meydana gelecektir.

Koyun ve Keçilerin İlk Çiftleştirme Dönemi Ne Zamandır?

Pubertasa erişen koyun ve keçilerin rahimleri, yumurtalıları ve vajinaları gelişmeye başlar. Sağlıklı bir gebelik dönemi için dişi hayvanların belirli bir olgunluğa erişmesi gerekmektedir. Bu olgunluğun en önemli kriterlerinden biri hayvanın vücut ağırlığıdır. Çiftleşme için en uygun ağırlık dişi hayvanın ergin canlı ağırlığının %70 seviyesine ulaştığı ağırlıktır. Ülkemizde genel olarak yerli koyun ırklarımız 55-65 kg ağırlığındadır. Bu yüzden dişi kuzular 38-40 kg canlı ağırlığa ulaştığında koça verilebilirler. Kangal akkaramanı, merinos, bergamasca gibi iri ırklar için bu ağırlıklar daha fazla olacaktır, bu nedenle yetiştiriciler, ırklarını yakından tanımalılar ve ergin ağırlıklarını ve kuzularını gelişim çağındaki ağırlıklarını düzenli olarak tartmalıdırlar.

Keçi ırklarında ise Kıl, Tiftik, Saanen, ve Halep keçileri ortalama olarak 30-35 kg canlı ağırlığa ulaştığında çiftleşme için uygun ağırlığa ulaşmış demektir. İri yapılı keçi ırklarımızdan olan Honamlı keçilerinin ise en az 35-40 kg canlı ağırlığına ulaşması gerekmektedir. Canlı ağırlık, ne kadar çiftleşme için ana temel ölçüt olsa da, mevsim küçükbaş hayvanlar için çiftleşme döneminin diğer bir dikkat edilmesi gereken noktasıdır. Koyun ve keçiler ülkemizinde içinde bulunduğu kuzey yarım kürede günlerin kısalmaya başladığı temmuz ayından kış aylarına kadar olan dönemde çiftleşme isteği gösterirler. Marmara ve Ege bölgesinde temmuz-ağustos- eylül aylarında yoğunlaşan çiftleşme mevsimi Orta ve Doğu Anadolu bölgelerinde eylül aylarından sonra yoğunlaşmaktadır. Romanov, merinos, fin koyunu ve melezleri ise genel olarak tüm yıl boyu kızgınlık gösterme özelliği taşımaktadır.


Çiftleşme Öncesi Bakım ve Besleme

Koyun ve keçiler hormonal uygulamalar yapılmadığı sürece sonbahar aylarında çiftleşirler. Bu nedenle bu dönemdem önce yapılacak uygulamalar aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:

  • Kırkım ve Tırnak Bakımı
  • Çiçek, Veba ve Burucella Aşıları
  • İç ve Dış Parazit Uygulamaları
  • İki sezon üst üste doğum yapmayan, kronik hastalığı olan ve yaşlanmış dişi anaçların sürüden ayrılması
  • Bir önceki gebeliğinde yavru atan koyun ve keçiler, başta brucella olmak üzere diğer hastalıkların tespiti için laboratuara kan örneği gönderilmesi
  • Kuzusuna bakmayan, sütü olmayan, memesi körleşmiş ve kuzuları gelişmeyen dişi kuzularda tespit edilip sürüden ayıklanması
  • Koyun ve keçilere koç katımından önce flashing (kamçılama) denilen ek yemlemesi yapılarak ikizlik oranı arttırılabilinir. Bu konu için mutlaka bakınız. Koyun ve keçilerin beslenmesi

Koyun ve Keçilerin Kızgınlık Belirtileri

Önceki bölümlerde bahsedildiği üzere koyun ve keçilerin büyük bir kısmı günlerin kısalmaya başladığı sonbahar aylarında çiftleşme isteği gösterirler. Çiftleşme isteği östrus olarak adlandırılan dönemdir.

Aşımın kabul edildiği kızgınlık döneminin süresi, hayvanın yaşı, ırkı, ortamda koçun ve tekenin bulunması veya mevsime bağlı olarak değişir. Kızgınlık süreleri koyunlarda ortalama 36 (18-72), keçilerde ise ortalama 34 saat (24-48)’ tir. Kızgınlık süresi yapağı için yetiştirilen ırklarda et için yetiştirilen ırklara göre daha uzundur. Üreme mevsimin başında ve pubertasa yeni ulaşan dişilerde kızgınlık 3-6 saat kadar kısa sürebilir.

Koyunlara kızgınlık belirtileri diğer hayvanlara göre biraz daha zayıf ve zor anlaşılırdır. Gözlemlenen belirtiler ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Huzursuzluk
  • Vajina dudaklarında şişkinlik ve kızarıklık
  • Şeffaf ve yoğun kıvamlı akıntı
  • Koçun yanına sokulması ve bacaklarının arasını koklaması
  • Koçun önünde hazır olarak çiftleşmeyi beklemesi (Çiftleşme döneminin en belirgin göstergesi koyunun atlayan koçtan kaçmaması önünde durmasıdır.)

Koyunlarda kızgınlık belirtileri özellikle günün erken saatlerinde daha iyi tesbit edilmektedir. Günümüzde kızgın hayvanları tespit etmek için önlük giydirilmiş deneyimli arama koçları kullanılmaktadır. Bu yöntemle 40 koyuna 1 koç bırakılır.

Keçilerde ise kızgınlık belirtlileri koyunlara göre daha baskın olarak şekillenmektedir.

  • Meleme
  • Kuyruğu hızlı ve aşırı sallama
  • Teke etrafında toplanma
  • İştah ve süt veriminde azalma
  • Sık sık işeme
  • Diğer hayvanların genital bölgelerini koklama
  • Tekenin önünde kaçmadan durma

Koyunlar kızgınlık süresinde çiftleşmezler ya da çiftleşseler bile gebe kalmazlar ise 16-18 gün içinde tekrar kızgınlık gösterirler. Bu süre keçilerde 20-21 gün sonra olmaktadır. Gebe kalan koyun ve keçiler ise artık kızgınlık belirtisi göstermezler.


Koyun ve Keçilerde Çiftleştirme (Sıfat- Koç katımı)

Profesyonel ve başarı küçükbaş yetiştiriciliğinin en önemli adımı, uygun ve düzenli koç katımı yöntemlerini işletmede devamlı uygulamaktır. Bu yüzden ilk adım koç katım dönemleri dışında erkek hayvanları sürüden ayrılmaktır. Bir örnek ve eş zaman aralığında kuzulama yaptırmak, aşı, ilaç, bakım ve besleme uygulamalarında aynı zamanda yapılmasını, aynı zamanda kuzuların yetiştirilerek toplu şekilde kuzu satılmasını sağlamaktadır. Bazı işletmeler ise sürülerini 2 veya 3 grup yaparak periyodik olarak koç katımı yaparlar bunun sebebi ise sürülerinin sayısının çok fazla olmasıdır. Koyun ve keçilerde çiftleştirme suni ve doğal olarak iki yöntemle olmaktadır. Suni yöntemler veteriner hekimler tarafından dondurulmuş spermaları veya taze yeni alınan spermaları uygun zamanda koyun rahmine koyarak yapılır. Suni tohumlama yöntemleri melezleme ve değerli koç veya tekelerin spermalarından daha fazla yararlanılması için başvurulan yöntemdir.

Doğal yöntemler ise 3 farklı şekilde olmaktadır:

1. Serbest Sıfat

Bu usulde koyun ve keçi sürülerinin içine damızlık teke ve koçlar katılır. Erkekler kızgın olan dişi hayvanları rastgele aşar hatta bir dişi hayvan birden fazla erkek hayvan aşabilir. Bu yöntemde sürüye genç bir koç için 15-20 deneyimli bir koç için ise 30-40 koyun olacak şekilde planlama yapılmalıdır. İlk kez çiftleşeçek koyun ve keçiler acemi oldukları için aynı gün içinde yaşlı bir dişi olduğu zaman erkeğin ilgisini çekemezler, koçlar deneyimli anaçların peşinden giderler bu yüzden mutlaka sürülerde yeterli miktarda deneyimli ve kısır olmayan erkeklerin olmasına özen gösterilmelidir. Bazen koç ve tekeler çiftleştiği ve çok aktif olduğu gözlemlenir; buna rağmen bu erkeklerin kısır olduğu tespit edilmiştir. Bu yüzden koçların aştığı koyun ve keçiler tekrar takip edilerek kızgınlık gösterip göstermediğine bakılmaldır.

2.Sınıf Usulü Sıfat

Bu yöntemde belirli yönleri yetersiz olan dişi hayvanlar, bilinen erkek hayvanla çiftleştirilirler. Örneğin meme yapısı sorunlu olan veya ayak tırnak yapısı zayıf olan dişi hayvanlar bu özellikleri iyi olan erkek hayvanlarla çiftleştirilerek bu yönlü özellikleri geliştirilmeye çalışılır. Bu yöntem için koyunlar 20-25 gruplara ayrılarak her gruba uygun koç katımı yapılmaktadır. Bu yöntem günümüzde özellikle kullanım melezlemesi için kullanılan bir yöntem olmuştur. Örneğin sütçü karakter olan bir küçükbaş sürüsünün, bir yıl sonra et fiyatlarının artacağını düşünerek sürüsünün % 25'lik  kısmını etçi ırk bir erkek hayvanla çiftleştirmektedir. Bu seçimi yaparken sürünün en az süt veren dişileri tesbit edilmeli ve etçi ırklar bu dişilerle ayrı bölmelere alınarak çiftleştirilmelidirler.

3.Elde Sıfat

Bu yöntem arama koçları ile tespit edilen dişi hayvanlar erkek hayvanın olduğu bölmeye getirerek çiftleşmesi sağlanmalıdır. Bu yöntemle her doğan kuzu ve oğlağın babası bilinmektedir. Ayrıca 1 erkek hayvanla 50'den fazla dişi hayvan çiftleştirilebilir. Arama koçları ve tekeleri özel örtülerle genital bölgeleri kapanmış erkek hayvanlardır. Bu hayvanlar dişi hayvanları aşarlar ama tam bir birleşme olmadığı için dişi hayvanlar gebe kalmaz.

Kuzulama Sıklığının Artırılması

Kuzu eti üretimi amacıyla koyunlara yılda iki defa ya da iki yılda üç defa kuzulatma uygulaması yapılabilir. Bunun için anaç koyunların döl verimi ile süt verimi iyi ve yıl boyu östrus gösteren ırklardan olması veya koyunların hormon uygulaması ile kızgınlığa getirilmesi gerekir. Bu durumda kuzuların uygun kuzu büyütme metodu ile büyütülmesi, anaç koyunların kuzuları kısa süre emdirilmesi ve sütlerinin sağılmaması gerekir. Ayrıca bu tip üretim şeklinde elde edilen kuzuların, zamanında ve değeri fiyatla pazarlanabilmesi için doğumlar belli bir zamanda olacak şekilde düzenlenir. Bunun için koyunlarda östrus senkrozisayonu yapılması gerekmektedir.

Östrus Senkronizasyonu ( Üremenin Denetlenmesi)

Bu sistemde öncelikle anaç koyunlarda östrus senkronizasyonu yapılarak bütün koyunların eş zamanlı tohumlanması ve doğurmaları (toplu kuzulama) sağlanır. Bu şekilde koyunlarda yılda iki kez kuzulama veya iki yılda üç kez kuzulama olacak sekilde planlama yapılabilir. Yılda iki kere kuzulatmada kuzulama aralıkları altı ay; iki yılda üç kuzulatmada ise kuzulama aralıkları sekiz ay olur. Birinci usul ikinciye göre daha yıpratıcı olduğu için daha az kullanışlıdır. İki yılda üç kere kuzulatma metodunda yetiştiriciler sürülerini sekiz ayda bir kuzulatarak yetiştirmeye devam ederler. Östrus senkronizasyonunda koyun ve keçilere dışarıdan hormon uygulamaları yapılarak aynı anda kızgınlığa gelmeleri sağlanır. Yapılan uygulamaların başarısı %50-85 arasında değişmektedir. Başarı ilkbahar ve yaz aylarında düşükken sonbahar ve kış aylarında daha yüksek olmaktadır.



Bereketli ve güzel günler sizlerin olsun.


Kaynakça :

  • ahmet semacan vd. / çiftlik hayvanlarında doğum ve jinekolji kitabı/türk veteriner jinekoloji derneği/medipress yayınları
  • muammer elmas vd./ koyun-keçi el kitabı/ekim2013.konya

Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.