Texas Longhorn Sığır Irkı


Texas Longhorn Sığır Irkının Tarihsel Gelişimi Nasıl Şekillenmiştir?

Dünya sığırları, çeşitli vücut tipleri ve renk desenleri ne olursa olsun ya Bos İndicus ( Asya’nın kamburlu sığırları) ya da Bos Taurus (Avrupa’nın vahşi sığırları) köklerinden gelişim göstermiştir. İspanyollar Kristof Kolomb öncülüğünde deniz seyahatleri sırasında ilk olarak 1493 yılında Amerika’ya uzun boynuzlu sığır getirdiler. Getirilen bu sığırlar ve bunların torunları Kuzey Amerika’nın ilk sığır popülasyonunu oluşturdular.

İngilizler, Kuzey Amerika’yı kolonileştirirken kendi yerli sığır ırklarını da 1623’te yanlarında getirdiler. Batıya doğru yayılırken bu sığırları iş gücünde ve süt üretiminde kullandılar.

1821’de Kuzey Caroline kökenli sığırlar, İspanyol ve İngiliz sığırlarıyla iç içe geçmeye başladı. Amerikan yerlileri, İspanyol ve İngiliz türlerinden kendi sığır türlerini geliştirmişlerdir. Meksika, Texas ve o zamanlar Louisiana Purchase olan bölge Texas Longhorn sığır ırkının evrimi için ana üretim potası haline gelmiştir.

Eski kayıtlara göre büyük boynuzların, benekli renklerin ve vücut tiplerinin İngiltere kökenli Longhorn Hereford ırkından ileri geldiği de iddia edilmektedir. Tarihçi J.Frank Dobie, Texas Longhorn’un %80 İspanyol etkisi ve %20 melez etkisi olarak geliştiğini belgelemiştir. Kuzey Amerika’ya ise bu ırkın girişi bir çok rotadan gerçekleşmiştir.

1800’lü yılların ortalarında Kuzey Amerikan’nın engebeli arazilerinde uzun boynuzlu sığırlar insan yardımı olmadan doğal olarak çoğaldılar. Bu tarihte genetik olarak sabitlenmiş özellikler ve güçlü olanın hayatta kalması sonucu ekolojik olarak uyarlanmış son derece sağlıklı, doğurganlık oranı yüksek, hastalıklara dirençli ve vücut sağlamlığı yüksek bu ırka ait sığır aileleri oluştu.

1876 yılında Kanada’nın Alberta eyaletinin güneyinde tahminen 1000 başlık üreme sürüsü oluşturuldu. 1884 yılına gelindiğinde ise bu sayı doğal doğum ve ithalatla toplam 40.000 başlık sürü haline geldi. 1884 yılında St.Louis’de yapılan ulusal sığır kongresinde Kızıl Nehir’den Kuzey Kanada sınırına kadar olan bölgede ulusal bir sığır üretim sahası planları yapıldı. Ancak kongre tasarıyı kabul etmeyince ilerleme engellendi.

1890 yılında ABD Tarım Bakanlığı ülkenin sığır nüfusunun 60 milyon baş olduğunu açıkladı. Bu hayvanların çoğu Texas Longhorn genetiği içeriyordu. 20. yüzyılın başlarında Avrupa ve Asya’dan gelen safkan sığır ırkları ilk çiftlik sahiplerinin farklı arzularını karşılamaya yönelik getirildi. 

Hereford, Shorthorn ve Angus gibi ırkların getirilmesiyle ülkedeki yerli Longhorn sığırlarının üretilmesi ve yetiştirilmesine de yönelindi. Longhornların üstün annelik yeteneği ve üremedeki popülaritesi buna etkendi.

20. yüzyılın başlarına kadar yaklaşık 2000 yıl boyunca mumlar başlıca ışık kaynağıydı. Mumların ana maddesi olan don, hayvansal yağın işlenmesiyle elde edilirdi. Sabunlar ve yağlar için de donyağı gerekiyordu. İlk sığır işleme tesisleri “Post ve Don” şirketleri sanayi devriminin ilk günlerinde büyük bir endüstriydi. Et çoğunlukla ekonomik bir yan ürün olarak görülüyordu. Sığır yetiştiriciliğinin itici gücü donyağı ve post talebiydi. Sığır genetikçileri en ağır donyağı üreten hayvanları seçiyorlardı. İngiliz ırklarına göre %80 daha az işlenebilir donyağıyla doğal olarak zayıf Longhorn’un talep görmemesi olağan bir sonuçtu. Bu yüksek yüzdeli zayıf karkas randımanı sonucunda Texas Longhorn nesli tükenmek üzereydi.

1930’a gelindiğinde çok fazla açık alan çitlerle çevrildi ve güneybatı sığır baronları en sevdikleri yüksek verim kalitesindeki sığır ırklarına odaklandılar. Bununla birlikte tarihi Texas Longhorn ırkını elinde bulunduran çiftçilerde bulunmaktaydı. Longhorn üreticileri arasında ticaret gerçekleşmemesine rağmen, 1931’den önce özel çiftçi aileleri tarafından altı benzersiz seçici olarak elde tutuldu. ABD hükümeti bu canlıların neredeyse yok olduğunu farkettiğinde Longhorn genetiğini güvende tutmak için 1927’de Oklahoma, Cache, Wichita Dağları Vahşi Yaşam Sığınağı’nda 7. Texas Longhorn ailesini kurdu.

Günümüzde eğitim ve beslenme sitilleri değiştikçe daha yüksek protein ve daha az yağsız etlere yönelik trendlere sahip birinci sınıf bir ürün olarak Texas Longhorn sığırı yetiştirilmeye başlandı.


Texas Longhorn Sığır Irkının Özellikleri Nelerdir?

  •  Bu ırkın göz alıcı renkleri, desenleri ve kombinasyonları o kadar çeşitlidir ki neredeyse hiçbiri birbirine benzemez.
  • Sekiz veya on yılda maksimum ağırlığa ulaşırlar.
  • Yavaş olgunluğa ulaşsalar da üreme verimleri diğer cinslere göre iki kat daha uzundur.
  • Longhorn (uzun boynuz) sığırlarının çoğunun boynuzu 4 fit (122 cm) veya biraz daha az uzunluktadır. Bununla birlikte daha olgun sığırlarının boynuz uzunluğu 6 fit (182 cm) veya daha fazladır. 15 yaşındaki bir sığırın boynuz açıklığı 275 cm’ye kadar ulaşır.
  • Texas Longhorn düvelerinin 16 aylık olmadan önce yardım almadan buzağı ürettikleri bilinmektedir. Aslında bu nedenden dolayı olgunlaşma süreleri hiç de yavaş değildir.
  • Longhornlar en yaygın sığır hastalıklarına ve parazitlere karşı doğal bir dirence sahiptir.
  • Sinekler bu ırkın vücuduna yumurta bıraktığında ulaşabildiklerini yalayarak, ulaşamadıklarını ise derin suda yatıp boğarak onları uzaklaştırır.
  • Texas Longhorn sığırları, diğer sığır ırklarının çoğundan daha geniş bir yelpazede otları, bitkileri ve yabani otları yerler.
  • Yetiştiricilerde daha az uğraş gerektiren meraları yetiştirme amaçlı kullanabilirler.
  • Texas Longhorn çok yağsız bir sığır eti üretir. Araştırmalara göre kolesterol oranı düşük ve daha sağlıklı et üretirler.
  • Etleri çok lezzetli ve oldukça parlak bir kırmızı renktedir.
  • Texas Longhorn, Eski Batı’nın yaşayan sembolüdür.


Texas Longhorn Sığır Irkının Verim Özellikleri Nelerdir?

  • Yağsız et-Cins, günümüzün sağlık bilincine sahip halk için doğal olarak daha az yağ ve daha düşük kolestrol üretir.
  • Uzun ömürleri ile uzun süreler verimlerini devam ettirirler.
  • Merada otlama ile yüksek verimlere ulaşabilirler. Hastalıklara karşı çok dirençlidirler.
  • Üreme verimliliği - Geniş pelvis açıklığı ve düşük doğum ağırlıkları ile yardım gerekmeden doğumlar gerçekleştirirler.
  • Uysal davranışları sayesinde sürü yönetimi kolaydır.
  • Kalıtımsal genetik kaliteleri ile mevcut ırkınızı geliştirir ve yeni bir genetik havuz sağlar.
  • Günümüzde et ve süt verimlerinden ziyade olağanüstü görünüşleri ve kültürel bir miras oldukları için de yetiştirilirler. Aynı zamanda boynuzlarını ve kafataslarını dekorasyonlarda kullanmak üzere çok yüksek ücretler ödenmektedir.

Use of the information/advice in this guide is at your own risk. The Farmow and its employees do not warrant or make any representation regarding the use, or results of the use, of the information contained herein as regards to its correctness, accuracy, reliability, currency or otherwise. The entire risk of the implementation of the information/ advice which has been provided to you is assumed by you. All liability or responsibility to any person using the information/advice is expressly disclaimed by the Farmow and its employees.